BM İklim Değişikliği Paneli’nden ‘geri dönüşü olmayan nokta’ alarmı: Küresel ısınma 2030’a kadar 1.5 derece artacak

BM İklim Değişikliği Paneli'nden 'geri dönüşü olmayan nokta' alarmı: Küresel ısınma 2030'a kadar 1.5 derece artacak
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

BM’ye bağlı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin kırmızı alarm veren raporuna göre bugün ülkeler sera gazı salımını keskin biçimde azaltmaya başlasa bile, küresel ısınma, öngörülenden 10 yıl önce, yani 2030’a kadar 1.5 derece artacak. Bazı yıkıcı etkileri artık geriye döndürmek mümkün olmasa da daha da beter hale gelmesi durdurulabilir.

Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) bugün BM üyesi 195 ülkenin liderlerine sunulan tarihi önemdeki raporu gezegen ve insanlık için kırmızı alarm verdi. 

Daha önceki IPCC raporlarında iklim değişikliğinin endüstriyel faaliyetler sonucu meydana geldiğinin ‘kuvvetle muhtemel’ olduğu dile getirilirken, bu kez kesin dile “İnsan etkilerinin; atmosferin, ozon tabakasının ve yeryüzünün ısınmasına neden olduğu ortadadır” denildi.

Bugün ülkeler sera gazı salımını keskin biçimde azaltmaya başlasa bile küresel ısınmanın öngörülenden 10 yıl önce, 2030’a kadar 1.5 derece artacağını belirten rapora göre küresel ısınmanın bazı yıkıcı etkilerini artık geriye döndürmek mümkün olmasa da bunların daha da beter hale gelmesini durdurmak için hala zaman var.

Kömür, petrol ve gazın yanmasının Dünya’nın iklimini ve onunla birlikte insan kaderini nasıl değiştirdiğini değerlendiren binlerce araştırma makalesinin gözden geçirilmesine dayanan mevcut iklim biliminin en eksiksiz sentezi diye nitelenen rapor, belli bir gelecek öngörmek yerine olası birkaç gelecek sunuyor. 

Sanayi çağının başlangıcından beri ABD ve Avrupa ülkelerinin ve daha yakın zamanda Çin’in önderlik ettiği eklenerek artan sera gazı salımları, gezegeni sadece ısıtmakla kalmadı, aynı zamanda gelecek 20 yılda çok daha kötü hale geleceği bir yola soktu.

Buna göre küresel ısınmanın artarak devam etmesi sonucu yaklaşık 1 milyar kişi en az 5 yılda 1 kez hayati tehlike arz eden sıcak dalgalarıyla karşı karşıya kalacak. İnsanlık rekor kıran sıcak dalgaları, sık sık gerçekleşen seller, sık sık gerçekleşen kuraklıklar ve kıyılardaki kentleri tehdit eden deniz düzeyinin yükselmesiyle çok daha fazla yüzleşecek. 

2 derecelik ısınmada aşırı sıcak patlamalarının daha sık gerçekleşmesiyle resmin daha da kötüleşeceğine, 4 derece ısınmada Dünya’nın tanınmaz hale geleceğine dikkat çeken raporun yazarı uzmanlar, doğrudan çözüm sunmak yerine, çatallanan birçok yol olduğunu, hangi yolun tutturulacağına en güçlü ülkelerin liderleri ve şirketlerinin karar vereceğine vurgu yaptı. 

Sıcaklık artışını sınırlamak dünyanın elektrik üretme, binaları ısıtma, hareket etme ve yiyecek üretme biçiminde büyük yapısal değişiklikler gerektirdiğinden, halihazırda asıl mesele, bu yaz rekor kıran aşırı sıcak dalgaları, orman yangınları, selleri yakından gören yurttaşların liderlerini harekete geçmeye zorlayıp zorlamayacağı.

İklim biliminin şimdiye kadar yürüttüğü en ayrıntılı inceleme olan ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından ‘insanlık için kırmızı alarm’ diye nitelenen IPCC raporunun ana hatları şöyle:

1) Küresel ısınma, insan faaliyetlerinin etkisiyle son 2 bin yılda görülmemiş bir oranda arttı. Atmosferdeki karbon emisyonu yoğunluğu, 2019’da 2 milyon yıl içinde en yüksek seviyesine ulaştı. Önemli sera gazları olan metan ve azot oksit gazlarının konsantrasyonları, 2019’da  800 bin yıldaki en yüksek seviyede gerçekleşti.

2) Dünya daha hızlı ısınıyor. Küresel ısınma, 2018’de öngörülenden 10 yıl önce, 2030 civarında 1.5 dereceye ulaşma yolunda ilerliyor.

3) Deniz düzeyi daha hızlı yükseliyor. 1901-1971 arasında yılda 1.3 mm olan ortalama oran, 2006-2018 arasında iki katından fazla artarak yılda 3.7 mm’ye çıktı. 1901-2018 arasında küresel ortalama deniz seviyesi 0.20 metre yükseldi. Bu, son 3 bin yıldaki en hızlı artış olarak kayıtlara geçti. Denizel ısı dalgalarının oluşma sıklığı 1980’lerden beri iki katına çıktı.

4) Okyanus, buz tabakaları ve küresel deniz seviyelerindeki değişiklikler, yüz yıl ila bin yıllık zaman dilimlerinde geri döndürülemez hale geldi. Son yılda Arktik deniz buzunun seviyesi 1850’den beri en düşük seviyesine geriledi.

5)  Kuzey Amerika, Avrupa, Avustralya, Latin Amerika, Afrika’nın bazı bölgeleri, Sibirya, Rusya ve Asya’nın da içinde bulunduğu gezegenin büyük bir bölümü sıcak hava dalgalarını içeren aşırı sıcaklara maruz kalıyor. Aşırı sıcaklar 1950’lerden bu yana çoğu kara bölgesinde daha sık ve daha yoğun hale gelirken, aşırı soğuklar daha az sıklıkta ve daha az şiddetli hale geldi.

6) 10 yılda bir ve 50 yılda bir gerçekleşen aşırı sıcak, şiddetli yağmur ve kuraklık olayları daha sık ve yoğun hale gelecek. Aşırı hava olaylarının daha büyük çapta, artan sıklıkta, yeni yerlerde, farklı zamanlamayla, yeni kombinasyonlar -yani birlikte meydana gelen iki veya daha fazla aşırı olay, örneğin sıcak hava dalgası ve kuraklık- şeklinde gerçekleşmesi muhtemel.

7) Şehirler küresel ısınmanın en sıcak noktaları, çünkü ısıyı hapsederken su ve bitki örtüsü gibi soğutma alanlarının eksikliğini çekiyor. 

8) Küresel ısınma bu yüzyılın sonuna kadar sınırlandırılabilir, ancak fosil yakıtların yakılmasında ve sera gazı yayan diğer faaliyetlerde şu andan itibaren ciddi ve acil kesintiler yapılması gerekiyor. 

9) Mevcut iklim politikaları ve Paris Anlaşması kapsamında sunulan ulusal katkı beyanları doğrultusunda küresel ısınma, en iyi tahminle 2100’de 2.7 dereceye ulaşıyor. Bu nedenle, küresel sıcaklık artışının 1.5 dereceyle sınırlandırılabilmesi için ülkelerin emisyonlarını 2030’a kadar yarıya indirmeleri ve sıfır emisyon yol haritalarını planlarının merkezine koymalarına ihtiyaç duyuluyor. Küresel ısınmayı belirli bir düzeyde sınırlandırmak, net sıfır karbon emisyonuna ulaşılmasını ve diğer sera gazı emisyonlarında önemli azaltım gerçekleşmesini gerektiriyor. 

10) 1.5 derece eşiği ne kadar aşılırsa dünyada öngörülemez ve ciddi risklerin oluşma ihtimali o kadar artıyor. Emisyonların en fazla arttığı senaryoda, buz tabakası oluşumu ve erime süreçlerindeki belirsizlik nedeniyle küresel ölçekte deniz seviyesindeki artışın 2100 yılında 2 metreye, 2150 yılında ise 5 metreye kadar olan olası aralığın üzerinde gerçekleşmesi öngörülüyor. İklim değişikliğiyle en iddialı şekilde mücadelenin amaçlandığı yol haritalarında dahi deniz seviyesindeki yükselişin yüz binlerce yıl devam edeceği hesaplanıyor.

 

Bu Yazıya Tepki Ver
Giriş Yap

Habere Doğru ayrıcalıklarındandan yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!