Çin’de doğumların ve doğurganlık oranının azalmasının yanında kısırlık oranının da arttığı bildirildi. Araştırmacılar, çocuk sahibi olma kısıtlamaları gevşetilse de sanayileşme ve kentleşmenin getirdiği hayat şartlarının genç yetişkinleri çocuk yapma planlarını ertelemeye zorladığını belirtiyor.
South China Morning Post‘un haberine göre, Çin‘in önde gelen üreme sağlığı uzmanlarından, Pekin Üniversitesi 3 Nolu Hastanesi Başhekimi Çiao Cie öncülüğünde yürütülen araştırmanın sonuçları, ülkedeki her 5.6 çiftten birinin bebek sahibi olamadığını ortaya koydu.
Bir yıldan fazla korumasız cinsel ilişkide bulundukları halde bebek sahibi olmayan çiftlerin ‘kısır’ olarak tanımlandığı araştırmanın bulgularına göre, ülkede 2007’de yüzde 12 olan kısırlık oranı 2020’de yüzde 18’e çıktı.
Sonuçları tıp dergisi ‘The Lancet’te yayımlanan araştırmada, Çin’de uzun yıllar devam eden çocuk sahibi olma kısıtlamasına dayalı aile planlama politikası nedeniyle kısırlık sorununun önemsenmediğine dikkat çekildi.
Araştırmacılar, çocuk sahibi olma kısıtlamaları gevşetilse de sanayileşme ve kentleşmenin getirdiği hayat şartlarının genç yetişkinleri çocuk yapma planlarını ertelemeye zorladığı ve bu yüzden orta yaşlı yetişkinlerde kısırlık sorununa daha fazla rastlandığı belirtildi.
Ciangsu eyaleti Siyasi Danışma Kurulu Üyesi Sun Şi, bu yılın başında, 2016’da ülkenin farklı bölgelerinde yüzde 12,5 ile yüzde 15 arasında değişen kısırlık oranlarından hareketle 2025’te kısırlık oranının ülke genelinde yüzde 18’e çıkacağı tahmininde bulunmuştu.
Çiao ve meslektaşlarının bulguları, söz konusu orana beklenildiğinden daha erken ulaşıldığını gösteriyor.
Doğumlar ve doğurganlık azalıyor
Çin’de 2020 sonunda düzenlenen 10 yıllık nüfus sayımı sonuçlarına göre, Çin nüfusu 2010-2020 yıllarında yıllık ortalama binde 5.3 artışla yaklaşık 72 milyon arttığını ortaya koymuştu. Nüfus artış hızı, önceki 10 yıla göre binde 0.4 azaldı.
Ülkede 2020’de yaklaşık 12 milyon bebek dünyaya gelirken doğumlar önceki yıla göre yüzde 18 azalmıştı.
Kadın başına doğum oranı 2010’da 1.6 iken, 2020’de ise 1.3’e gerilemişti. Doğurganlık oranı, uzun yıllardır nüfusun yenilenmesi için gereken 2,1 oranının altında kalıyor.
Tüm bu göstergeler, Çin nüfusun azalma ve yaşlanma yönelimine girdiğinin işareti olarak yorumlanıyor.
Çin, nüfus artış hızındaki yavaşlama ve azalan doğum sayıları nedeniyle 1980’den beri nüfus artışını dizginlemek amacıyla uygulanan çocuk sahibi olma kısıtlamasını esnetme yolunda yeni adımlar atıyor.
İktidardaki Çin Komünist Partisinin Merkez Komitesi Politbürosu, 31 Mayıs’ta yaptığı toplantıda, Çinli ailelere en fazla iki çocuk hakkı tanıyan resmi politikayı terk ederek ‘üçüncü çocuğa sahip olmak isteyen çiftleri destekleme’ kararı almıştı.
Kısırlık küresel olarak da artıyor
Öte yandan kısırlık yalnızca Çin’de görülen bir problem değil. ABD’li danışmanlık şirketi Frost & Sullivan’ın hazırladığı raporda 1997’de yüzde 11 olan küresel kısırlık oranının 2018’de yüzde 15,4’e kadar çıktığı bildirilmişti. Raporda ilk çocuk sahibi olma yaşının ilerlemesi, sağlıksız yaşam tarzlarının yaygınlaşması ve çevre kirliliği kısırlığın artışının sebepleri arasında sayılmıştı.