Çözülmenin ve çürümenin fotoğrafı: AKP kurultayı ve pudra şekeri

Çözülmenin ve çürümenin fotoğrafı: AKP kurultayı ve pudra şekeri
Abone Ol

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Advert

Geçtiğimiz haftaya AKP Kongresi’nin damga vurması beklenirken en çok ABD-AB-TÜRkiye ilişkileri konuşuldu. İktidar her fırsatta “içeride rahat bırakın, diğer işlerde anlaşırız” mesajı verdi. Nisan ayının ilk günlerinin gündemi işsizlik, hayat pahalılığı ve pandemi olacak. İktidarın bu sorulara vereceği yanıtı olmaması içeride ve dışarıda arayışların süreceği anlamına geliyor.

Çözülmenin ve çürümenin fotoğrafı: AKP kurultayı ve pudra şekeri

Yaşar AYDIN

Uzun süredir konuşulan ve geçen haftanın “en önemli gündemi” olmaya aday AKP kongresi tam anlamıyla fiyaskoyla sonuçlandı. 2023 manifestosu ve vizyonunun açıklanması beklenirken akıllarda sadece iki başlık ve bir sonuç kaldı. Birincisi hiç kuşkusuz Erdoğan’ın ağzından duyduğumuz “soğuk havanın mikropları öldürmesi” bilgisi oldu. Bu bilimsel yaklaşım hiç kuşkusuz ki yurttaşın içine su serpti! İkincisi Binali Yıldırım’ın AKP Genel Başkan Vekilliğine getirilmesi oldu. Numan Kurtulmuş’un koltuğu ikiye çıkarıldı ve biri Yıldırım’a verildi. O kadar insan pandemi döneminde sadece bunun için Ankara’ya çağrıldı.

Kongrenin sonucu ise artık AKP diye bir partinin kalmadığının tescili oldu. Kongrenin havası o kadar sönüktü ki yandaş medya bile nereden tutacağına tam olarak karar veremedi. Kadro dese ortada bir şey yok, program deseler Salı grup toplantılarının ötesine geçen tek bir cümle çıkmadı. Mecbur kaldılar eski Türkiye güzelini manşetlere taşımaya.

Değişmeyen iki gündem var

Kadınların isyanı büyüdü: Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmesiyle başlayan itirazlar neredeyse bütün hafta sürdü. Öfke dinmedi. Ülkenin dört bir noktasında yüzlerce kadın yan yana gelerek sözleşmeye sahip çıkacaklarını gösterdi. Her ne kadar iktidar farklı düşünse de kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’ni en önemli başlık olarak önümüzdeki hafta ve sonraki haftalara taşımaya niyetliler. Kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin sürekli tırmanarak devam ettiği bir ülkede aksi de düşünülemez. Kadınlar bu 10 günlük süre içerisinde bir kez daha Cumhur İttifakı’nın karşısında hayatlarına dair alınan kararlarda direniş sergilerken aynı zamanda ülkenin en önemli toplumsal muhalefet odağı olduklarını da gösterdi.

Gerçekten batıyor: Erdoğan partisinin kongresinde “batıyoruz diyenlere inanmayın” dese de durumun hafife alınır bir tarafı yok. Aynı anda, yüksek faiz, yüksek enflasyon, yüksek döviz kuru ve yüksek işsizlikte dünyanın en tepesinde yer alan bir ekonomiden bahsediyoruz. Merkez ve kamu bankalarında yaşanan değişiklik ya da arkasında Türk bayrağı ile ekranlara çıkan danışmanların sözleri böyle bir krizi aşmaya yetmez. Geçen haftanın en net fotoğraflarından biri de bağıra çağıra ekonominin batıyor olması.

Biden’den gelecek telefon: ABD hükümeti seçimin hemen ardından başlayarak eski kodlarına dönüş sinyalleri vermişti. Önce ülke içinde başlayan hamleler hemen ardından Ortadoğu ve AB için geldi. Bu iki bölgede sesleri daha çok çıkmaya başladı. Öldü denilen NATO yeniden hatta güncellenerek piyasaya sürüleceği günü beklemeye başladı. Tüm bu gelişmeler hiç kuşkusuz ki Erdoğan iktidarını doğrudan etkileyecek. Geçen hafta iki ülke arasında seçimlerden sonra ilk üst düzey resmi temas Dışişleri Bakanları aracılığıyla sağlandı. Görüşmeden çıkardığımız sonuç ABD istekleri konusunda son derece net.

Ankara’nın ise kafası çok karışık. Bir türlü gerçekleşmeyen Erdoğan-Biden görüşmesi belirsizliği daha da artırıyor. Nisan ayında AB ve ABD ilişkileri açısından kritik görüşmeler yaşanacak. AB Türkiye ile karar verirken ABD’nin önceliklerini her zamankinden çok daha dikkate alacağı bir süreç başladı. Bu Erdoğan’ın işini daha da zorlaştıracak.

***

Pudra şekeri meselesi

AKP Genel Merkez çalışanı bir ismin kendisine ait olduğu lüks bir araç içerisinde uyuşturucu kullanırken görülen fotoğrafı bir anda haftaya damga vurdu. Kısa yoldan ve haksız kazanılan paraların AKP’lilerin elinde nerelere gittiğini net biçimde ortaya koyan olay aynı zamanda iktidar ve çevresinde yaşanan çürümenin boyutunu da gösterdi. Bir yanda din, iman, ahlak sözlerinin arkasında yaşanan şatafatlı hayatlar diğer yanda bir kuru ekmeğe muhtaç milyonlar.

***

Bu hafta ne olacak?

Bir kez daha hayat pahalılığı: Önce İTO, İstanbul için sonra da TÜİK tüm Türkiye için aylık enflasyon oranlarını hafta sonuna doğru açıklayacak. Hayatın ne kadar pahalı hale geldiğini anlamak için bu rakamlara ihtiyacımız olmasa da yine tartışılacak başlıklardan biri.

Kabine beklentisi: Bu haftanın siyasi gündemlerinden biri de Erdoğan’ın kabinede yapacağı değişiklik. Muhtemeldir ki yurttaşın ismini bile bilmediği bakanların değişmesi hiçbir şey ifade etmez. Burada üç isimi; Süleyman Soylu, Abdülhamit Gül ve Hulisi Akar’ı ayırmak lazım.

Meclis gündem değiştirme aracı oldu: Dokunulmazlık dosyaları ve torba yasalarla bu hafta da Meclis iktidarın gündem değiştirme aparatı olmaya devam edecek.

Batı trafiğine dikkat: Avrupa ülkeleriyle programlı olan ve olmayan bir dizi trafik yaşanacak. Erdoğan hızlanmak istiyor. Suriye, Libya, Kırım gibi konularda giderek gerilen Rusya ilişkileri konusunda hızlı karar alması için bu trafiğin bir noktaya getirilmesi lazım. Çavuşoğlu için yoğun bir hafta.

Neden BirGün?

Bağımsız bir gazete olarak amacımız, insanlara hakikati ulaştırarak ülkede gerçek bir demokrasi ve özgürlük ortamının yeşermesine katkı sunmak. Bu nedenle abonelikten elde ettiğimiz geliri, daha iyi bir gazeteciliği hayata geçirmek, okurlarımızın daha nitelikli ve güvenilir bir zemin üzerinden bilgiyle buluşmasını sağlamak için kullanıyoruz. Çünkü banka hesabını şişirmek zorunda olduğumuz bir patronumuz yok; iyi ki de yok.

Bundan sonra da yolumuza aynı sorumluluk bilinciyle devam edeceğiz.

Bu yolculukta bize katılmak ve bir gün habersiz kalmamak için
Bugün BirGün’e Abone Ol.

BirGün; seninle güçlü, seninle özgür!

BirGün’e Destek Ol

Bu Yazıya Tepki Ver
Giriş Yap

Habere Doğru ayrıcalıklarındandan yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!