İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz’in, Türkiye’nin, Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na katılmasına yönelik açıklamasını değerlendiren Büyükelçi Çelikkol ve Prof. Dr. Kumbaroğlu, ‘Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin olmadığı bir masaya oturmayacağını’ ifade ediyor.
Bakan Steinitz açıklamasında Mısır, İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, İtalya ve Ürdün arasında 2019’da kurulan Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na Türkiye’nin katılmasından memnun olacağını kaydetti. İsrailli Bakan bunun, ticari ilişkiler için de iyi olacağını belirtti.
Geçen yıllarda gündeme gelen ve İsrail gazının Türkiye’ye ihraç edilmesini öngören projeye değinen Steinitz, bunun sonuçsuz kaldığını da hatırlattı.
‘İsrail ile Türkiye arasında doğalgaz konusunda işbirliği mümkün’
Türkiye’nin eski Tel Aviv Büyükelçisi A. Oğuz Çelikkol, İsrailli Bakan’ın açıklamasını Sputnik’e yorumladı.
Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ı tanımadığını ve diplomatik ilişkilerinin bulunmadığını hatırlatan Çelikkol, Türkiye’nin, Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na katılmasının bir şartla gerçekleşebileceğini düşünüyor. Onun da Kıbrıs Türklerinin de bu forumda yer alması olduğunu belirtiyor.
Türkiye’nin önerisi olan Doğu Akdeniz Forumu’na, Ankara’nın Kıbrıs Türklerinin de katılmasını istediğini hatırlatan Büyükelçi Çelikkol “Kıbrıs sorunu çözülmeden Doğu Akdeniz Forumu gibi bir formatta Türkiye ve İsrail’in doğalgaz konusunda işbirliği yapması bana göre imkânsız. Bu, Kıbrıs Türklerinin haklarının da çiğnenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı.
Türkiye ve İsrail arasındaki görüşmelerin istihbarat kuruluşları boyutunda sürdüğünün bilindiğini kaydeden Çelikkol, ilişkilerin dar bir alanda geliştirilmesi konusunda şunları söyledi:
“İsrail’in, Filistin konusundaki aşırı tutumu diplomatik ilişkiler için engelleyici bir unsur olarak ortaya çıkıyor. Ancak Türkiye ile İsrail arasında doğalgaz konusunda işbirliği mümkün. Ama bunun Doğu Akdeniz Gaz Forumu kapsamında olması çok zor.”
‘Kabul edilemez bir durum’
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu da Bakan Steinitz’in açıklamasını, “Doğu Akdeniz’de enerji politikalarının Türkiye’nin dışlandığı bir durumda hiçbir anlam ifade etmediğinin görülmesinin bir sonucu” olarak değerlendirdi.
Kumbaroğlu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip ülke olarak bu forumun dışında olmasının “kabul edilemez bir durum” olduğuna dikkat çekti.
Ancak Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nda adanın tek söz sahibi gibi yer almasını Türkiye’nin onaylamayacağını dile getiren Kumbaroğlu, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de bu forumda olmalıdır. Bunun yanı sıra Lübnan, Suriye gibi Doğu Akdeniz ülkeleri de katılırsa o zaman gerçekten bölgesel işbirliği açısından önemli bir açılım olur” dedi.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz Konferansı çağrısının bütün kıyıdaş ülkeleri çağırması açısından önemli ve daha kapsayıcı olduğunu da ekledi.
‘İsrail gazının Türkiye olmadan Avrupa’ya aktarılamayacağı anlaşıldı’
Bakan Steinitz’in de hatırlattığı ‘İsrail doğalgazını, Türkiye üzerinden Avrupa’ya aktarma planı’ hayata geçmeyince EastMed Projesi’nin gerçekleştirileceği açıklanmıştı. Prof. Dr. Kumbaroğlu, bu girişimden de sonuç alınmadığını belirterek şunları söyledi:
“Sonuç alınması zaten mümkün değildi çünkü bu proje hem ekonomik olarak çok zor hem teknik olarak belirsizlikler söz konusu hem de hukuki alanda zorlukları var. Dolayısıyla İsrail doğalgazının Türkiye olmadan Avrupa’ya aktırılamayacağı da anlaşıldı.”
Peki, Türkiye ve İsrail’in enerji alanında işbirliği yapması mümkün mü?
Kumbaroğlu bu soruyu, “İsrail, Türkiye ile bir deniz yetki alanları sınırlandırması yaparsa o zaman İsrail karşılıklı kıyılar temelinde çok daha fazla bir yetki alanına sahip olacak. Kabaca Kıbrıs Adası kadar bir alan daha kazanacak. Dolayısıyla kazan-kazan potansiyeli var” diye yanıtladı.
Yazıda ifade edilen görüş ve düşünceler, Sputnik’in görüşlerini yansıtmayabilir.