Saatçi Salih Topal, İlahiyat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra ilahiyatçı olarak görev yaparken 1976 yılında saatçilik sektörüne atıldı. Topal, baba mesleği olan saatçiliği devam ettirmeye başladıktan sonra tamir için bırakılan ve bir daha geri alınmayan binlerce saati 44 yıldır saklıyor. Emektar saatçi, Haziran 1976’dan bu yana bırakılan ve daha sonra geri alınmayan binlerce saatin tamirat gelirinin 80 bin lira olduğunu belirtiyor. Teslim alınmayı bekleyenler arasında kol saatinden duvar saatine kadar pek çok çeşit bulunurken Mehmet Salih Topal, tüm saatlerin bedelinin yaklaşık 600 bin lira olduğunu ve artık bu kadar fazla ürünü muhafaza etmekte zorlandığını belirtiyor. Topal, aralarında değeri 15 bin liraya kadar çıkan ünlü markaların ürünlerinin ve Osmanlı döneminde kullanılan gümüş saatlerin de bulunduğu 44 yıllık birikimi, mesleği bırakırken satmayı ve elde ettiği geliri hayır kurumlarına bağışlamayı düşünüyor.
“Belki de öldüler, bilemiyorum”
Yıllardır biriken saatler hakkında konuşan Mehmet Salih Topal, bu saatleri başkalarına ait oldukları için ne atabildiğini ne de satabildiğini belirtiyor. O nedenle tüm saatleri emanet olarak sakladığını dile getiren Topal, “1976 senedinden beri babamdan kalan bir miras olarak saatçilik mesleğini devam ettiriyorum. Yaklaşık 44 yıldır bu alanda hizmet veriyoruz, saat satışı ve tamiri yapıyoruz. Bazen tamire verdikleri saatlerini almayı unutanlar, hasta olanlar ve hatta ölenler oluyor. 1976 yılından bu yana binlerce saat biriktirdik elimizde, doldursanız iki büyük kutuyu kaplar. Bunlar emanet olduğu için alınamaz, satılamaz, atılamaz. Böyle işte, emanetimiz olan bu saatlerin sahiplerini senelerdir bekliyoruz. Gelirler mi, gelmezler mi, sahiplerini bulabilir miyim, bilmiyorum. Ama emanete ihanet olmaması için bunları muhafaza ediyoruz. O zamanlardan beri aldığımız saatlere tarih attığımız için biliyorum, 1976 senesinin altıncı ayından itibaren elimde kalan saatler var. Hepsi tamir edilmiş, çalışır vaziyette ama sahipleri gelip almadığı için bunların muhafazasına devam ediyorum. Sahipleri belki de öldüler, bilmiyorum” diye konuştu.
“75-80 bin lira alacağım var”
Bundan 5 yıl önce bu saatlerin tamirat bedelinin ne kadar olduğunu hesapladığını söyleyen Topal, “Dedim ki bunların bedeli ne kadar tutuyor? Bu saatlerden benim alacağım para 4-5 yıl önceki hesabıma göre 75-80 bin lira civarında. Bizim sektörümüzde ikinci el ile sıfır ürün arasındaki fiyat farkı fazladır. Burada en düşük fiyatlı saat 150 lira civarında bir saattir. En pahalı saat olarak da çok ünlü markaların yaklaşık 15 bin liralık saatleri var elimizde” dedi.
“Hapiste 8 yıl yattıktan sonra saatini almaya geldi”
Müşterilerden birinin teslim ettiği saati 8 yıl sonra almaya geldiğini belirten Mehmet Salih Topal, “Bir müşterimiz 8 sene sonra geldi ve bana saatini sordu. Önce aradım, yakın tarihte yapılanların arasında bulamadım. Ondan sonra müsaade istedim, ertesi gün eski saatlerin içerisinden buldum. Saati teslim ederken ‘ne oldu, neden 8 sene sonra geldin’ diye sorunca kendisinin hapse girdiğini öğrendim. Hapisten çıkınca saatini iade ettik” diyerek karşılaştığı durumu anlattı.
Babası ölen bir ailenin de yıllar sonra gelip saatlerini teslim aldığını söyleyen Topal, “Babalarının vefatından 3 yıl sonra gelip duvar saatlerini bizden teslim aldılar” dedi.
“Elimdeki saatlerin değeri 600 bin lirayı bulur”
Elinde ünlü ve pahalı markalar da dâhil olmak üzere pek çok farklı model bulunduğunu belirten Topal, saatlerin değerlerinin yüz binlerce lira ifade edildiğini söyledi. Topal, “Bu saatlere şu anda değer biçmeye kalksanız en az 500-600 bin lirayı bulursunuz. Emanet olduğu için satamıyorsunuz, başkasına ait olduğu için de imha edemiyorsunuz. Yani bunların hepsini korumak ve muhafaza etmek durumundasınız. E peki nereye kadar? Ben şu anda 60 yaşındayım. Dolayısıyla bu işi ancak 5-10 sene daha götürebilirim. Burayı devretmeye çalıştığım zaman elimde kalan bu saatleri parça olarak veya ikinci el alım satım yapan birine satıp gelirini bir hayır kurumuna hibe edeceğiz. Başka çıkar yolumuz kalmadı” diyerek düşüncelerini aktardı.
Berkan Bektemur – Selçuk Manaz – Moshıur Rahman