İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Ekrem İmamoğlu, Kayışdağı’ndaki İSKİ’ye ait 960 dönümlük yeşil alanda incelemelerde bulundu. Dünyada ‘yasak orman’ diye bir kavramın olmadığını belirten İmamoğlu, “Buraya vatandaşım gelsin, burada yürüsün, sporunu yapsın” ifadesini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, cuma mesaisinin sabah ve öğlene kadarki bölümünü Ataşehir’e ayırdı. Kurmaylarının eşlik ettiği İmamoğlu, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi ile birlikte ilçede yapımı devam eden bazı projeleri yerinde inceledi.
İmamoğlu’nun Esatpaşa mahallesinden sonraki adresi, Kayışdağı oldu. Maltepe ve Ataşehir ilçeleri sınırları içinde bulunan 960 bin metrekarelik İSKİ’ye ait ‘Kayışdağı Yeşil Alanı’nda incelemelerde bulunan İmamoğlu, İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu ve Vakıf Sular Müdürlüğü yetkililerinden bilgi aldı.
Bu tür yeşil alanları, bütün doğallığını koruyarak, en masum biçimde vatandaşa açma anlayışında olduklarını belirten İmamoğlu, “Şehrin göbeğinde, şu sıkışıklığın dibinde müthiş bir nimet. Burada yapacağımız bir masraf da yok. Burayı, bu şekilde bir çalışma heyeti kurup, vatandaşa açmak arzumuz. Başka bir şey yok” dedi.
Yetkililere, “Alanda yaşanabilecek engelimiz var mı?” sorusunu yönelten İmamoğlu, şu yanıtı aldı:
“Engelimiz çok. Buranın jeoloji ve hidroloji yönünü de biraz anlatmak lazım. Burası bir tepe. Üstte geçirimli, aşağıda geçirimsiz bir birim var. Kaynaklar da aynı kotlardan yeryüzüne çıkmış. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde bile yer alan bir su burası. Buranın bir su yönünden korunması lazım. Vakfiye olayı var. Nurbanu Atik Valide Sultan Vakfiyesi’ne ait bu alan. 221 sayılı kanun var. Bedelsiz kamulaştırma yapılmış ve bununla ilgili idaremize büyük tazminat bedelli davalar açılıyor şahıslar tarafından. Hukuk yönünden de değerlendirilmesi lazım. Arkeolojik ruhban okulu kalıntıları var. Çok kendine özel, itinayla korunması gereken bir yer. Kadıköy’e kadar giden 27 adet çeşmeyi besliyor burası. Eğer burayı açarsak, koruyabilir miyiz endişesi var.”
‘Sınırsız açmaktan bahsetmiyoruz’
“Bu kadar narin ve korunan bir alan olmasa, böyle kalmazdı zaten” diyen İmamoğlu’nun yetkililere karşılığı şu şekilde oldu:
“Bu bir nimet. Ben, şöyle düşünüyorum: Dünyada da buna benzer yerler var. Tarihi bir su kaynağından bahsettiniz. Burayı sınırsız açmaktan bahsetmiyoruz ki zaten. Dünyada, ‘yasak orman’ diye bir şey görmedim, bilmiyorum en azından gittiğim yerlerde. Bu, İstanbul’un belli yerlerinde var. Benim ruh halime aykırı. Buraya mesire yapsınlar, gelsin piknik yapsınlar, ateş yaksınlar peşinde değilim ki ben. Ama buraya gelip soluk almak, yürümek, belli yerleri gezmek… Bunlar tasarlanabilir ve çok insani planlamalar bunlar. Korumacı duyguyu anlıyorum ama korumacı duygu böyle bir şey yaratmış da burada bunu tutmuşsa, bu korumacı duygu değil. Kötü bir duygu. Şunu görünce yan yana, ben, bunun bugüne kadar başarısız olduğunu düşünüyorum. ‘Bunu koruduk, buraya ne olursa olsun’ dedik mesela. Böyle bir şehir var oldu. Genel bakıyorum. İSKİ’ye konuşarak söylemiyorum.”
‘Vatandaş yürüsün’
Söz konusu alanın 1970 yılından bu yana İSKİ bünyesinde yer aldığı bilgisini alan İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Ben, ‘Alın şurayı açın’ demiyorum. Öyle bir şey demek haddim de yok. Ama şunu diyorum: Bu işe bir çalışılsın. Nasıl ki şu an 50-60 vatandaş buradayız, burayı görüyoruz, hissediyoruz. Burada sular var. Sudan faydalanmak, sudan içmek için niye olmasın ki yani? Bunu derken de burada 960 dönümü açalım iddiamız da yok. Günün sonunda şuradayım: Bu işin kanunu var, hukuku var; eyvallah. Buraya vatandaşım gelsin, burada yürüsün, sporunu yapsın. Atatürk Kent Ormanı, bunun bir örneği. Bir bina yaptık mı biz Atatürk Kent Ormanı’nda? Yapmadık. İnsanlar çok mutlu şu an. Neyi, nereden koruyacağız? Eğer buraya bir kötülük yapılacaksa, burayı hiçbiriniz koruyamazsınız; onu da söyleyeyim. İnsanlar korur burayı bence.”