Koronavirüs salgınıyla birlikte deneyimlenen ve tüm dünyayı etkisi altına alan eğitsel dijital dönüşüm, kitleleri zaruri olarak uzaktan eğitim ve hibrit eğitim formlarıyla tanıştırdı. Normal zamanda bu eğitim formlarına geçilmesinin yıllar süreceğini ifade eden İstanbul Gelişim Üniversitesinden Dr. Öğr. Üyesi Derya Kavgaoğlu, “Pandemi dönemi, eğitsel, teknolojik, ekonomik, politik zemindeki tartışmalarla yürürlüğe koyulması uzun zaman alabilecek bir dönüşümü hızla sosyal gerçeğimiz haline getirdi. Eğitim Yönetim Sistemleri (LMS), senkron ve asenkron eğitim bağlamları, webinarlar, sanal sınıfların yönetimi, web 2.0 araçlarıyla zenginleştirilmiş öğrenme ortamları kısa sürede küresel olarak adaptasyon sağladığımız eğitsel bir terminoloji haline geldi” diye konuştu.
“Fırsata çevrilmeli”
Eğitim-öğretimde pandemiyle gelinen durumun korkulacak veya kaygı duyulacak bir süreçten ziyade fırsata çevrilerek yönetilecek bir süreç olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Kavgaoğlu, “Nitekim uzaktan veya hibrit eğitim formları öğrenci merkezli eğitimin doğasına hizmet etmede geleneksel eğitimden çok daha elverişli olabilmektedir. Dünyaca ünlü üniversitelerin de dikkat çektiği gibi muhtemel öğrenme kayıplarının önüne geçebilmek için önlemler almak, teknoloji altyapısını güçlendirmek, fırsat eşitliğini öncelemek, öğretimi yeniden tasarlamak, sağlıklı eğitsel iletişim için transaksiyonel uzaklığı asgariye indirmek, öğrenci bağlılığını sağlamak halen ve sürekli iyileştirilmesi gereken hususlardır” ifadelerini kullandı.
“21’inci yüzyılın eğitim felsefesi: öğrenci merkezli eğitim”
Öğrenci merkezli eğitim hakkında bilgi veren Kavgaoğlu, “Öğrenci merkezli eğitim, öğrencilerin sınıf öğretmenlerinden ve ders kitaplarından kendilerine aktarılan bilgileri pasif bir şekilde almak yerine aktif olarak, bireysel ve işbirlikli grup çalışmalarıyla, kendi bilgilerini oluşturdukları, kendi hipotezlerini kurup, test edebildikleri bir eğitim şeklidir. Bu eğitim felsefesi 21’inci yüzyılın ihtiyaç duyduğu özerk, kendi kendini yönlendiren ve kendine yetebilen öğrenciler yetiştirir” dedi.
Öğrenci merkezli eğitimi etkili bir şekilde uygulama imkânı veren uzaktan eğitim hakkında konuşan Dr. Öğr. Üyesi Derya Kavgaoğlu, “Öğretmen ve öğrenci değişen rollerine iyi çalışmalıdır” diyerek, “Öğretmen, bilgi edinimini kolaylaştırarak öğrenmeyi teşvik etmelidir. Zor ve dağınık olan öğrenme işi yalnızca öğrenciler tarafından yapılabilir” ifadelerini kullandı.
“Yaşam boyu öğrenme anlayışı kazandırılabilir”
Öğrenmeyi teşvik eden öğretimin, öğrencilere ne yapmaları ve neleri bilmeleri gerektiğini dikte eden bir öğretim olmadığını söyleyen Kavgaoğlu, “Entelektüel anlamda kabulü basit olsa da gerek öğretmenler gerekse öğrenciler değişen bu rollerine iyi çalışmalıdır. Öğrenme sorumluluğu tetiklenmelidir. Geleneksel eğitim davranışçı bir yaklaşımla öğrencileri dışsal motivasyona fazlasıyla bağımlı hale getirmiştir. Böyle bir anlayışta öğrenciler dersi geçmek veya yüksek not almak için bir şeyler yapar, havuç olmadığında öğrenme etkinlikleri durma noktasına gelebilir. Oysa öğrenci merkezli eğitimde öğrenme iklimi oluşturmak esastır. Öğrencinin bu iklimi teneffüs etmesi sağlanmalıdır. Öğrencinin derse hazırlıklı olmak, sınavına çalışmak, grup çalışmalarına katkıda bulunmak gibi öğrenmeyle ilgili olarak aldığı kararların not dışındaki sosyal sonuçlarını da deneyimlemesine yardımcı olunmalıdır. Bu suretle yaşam boyu öğrenme anlayışı ve sevgisi de kazandırılabilecektir” dedi.
“Güç dengesini değiştirin”
Sınıftaki güç dengesinin değişmesi gerektiğini belirten Kavgaoğlu, “Geleneksel sınıflarda öğretmenler öğrencilerin neyi, nasıl, hangi hızla, nasıl bir iletişim içinde öğreneceklerine karar verip ne kadar iyi öğrenebildiklerini onaylarlar. Bu durum öğrencilerin öğrenme süreçleri üzerinde muazzam bir baskı ve kontrol hissetmelerine neden olur. Bu güç dengesini değiştirmek, öğrencilere kendi öğrenme süreçleri üzerinde bir miktar kontrol vermekle mümkün olacaktır. Bu sayede öğrencilerin öğrenme motivasyonu olumlu yönde etkilenecektir” ifadelerini kullandı.
“Ders konularının fonksiyonu değişmelidir”
“Ders konularının fonksiyonu değişmelidir” diyen Kavgaoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Öğrencileri öğrenme becerileriyle donatmak, onların içeriği kendi kendilerine öğrenmelerini mümkün kılar. Öğrenciyi çok sayıda işlenecek içeriğe maruz bırakmak yerine bu içerik, öğrencilerin yaşam boyunca ihtiyaç duyacakları öğrenme becerilerini geliştirmek için kullanılmalıdır. Uygulamalı dersler bu anlamda salt teorik derslerden çok daha etkilidir.”
“Öğrenme potansiyellerini etkin olarak kullanmalarını sağlayın”
Uzaktan eğitime ilişkin alınacak tüm önlemlerin öğretmen ve öğrenci kadar eğitim kurumlarına da sorumluluk yüklediğini ifade eden İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli, “Yenilikçi öğrenme – öğretme yaklaşımlarının yakından takip edilip geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için öğrenme ve öğretmeyi geliştirme ofisleri oluşturmak, öğretmenlere öğrenci merkezli öğretim formasyonu kazandıracak hizmet içi eğitimler organize etmek, öğrenme ihtiyaçlarına uygun dijital kütüphaneler oluşturmak, ailelerin katılım ve desteğini sürece dahil etmek bu sayede öğretimin sürekliliğini sağlamak, öğrencileri öz farkındalıklarını artıracak, öz yeterliliklerini besleyecek online kurs ve seminerlerle desteklemek, ilgi ve yetkinliklerine uygun dijital sosyal etkinlikler düzenlemelerine imkan tanımak, kendi öğrenme stillerini fark ederek öğrenme potansiyellerini etkin olarak kullanmalarını sağlamak uzaktan eğitimde öğrenci bağlılığını artıracak bu suretle öğrenci merkezli öğretimi de etkin kılacaktır” diye konuştu.